Bu kitabı iş hayatına atılmak için sabırsızlanan öğrenciler, bir yerlerden başlamak isteyen yeni mezunlar, iş hayatına yeni başlamış çiçeği burnunda çalışanlar ve bildiklerini gözden geçirmeye hazır öğrenmeye doymayan tecrübeli çalışanlar için yazdım. İş dünyası dışarıdan gözlenerek kavranabilecek bir yer değil. Doğası itibariyle son derece kompleks bir sosyal yapı. Yine üzerinde çok durulmasa da iş hayatı sadece işten ibaret değil. Aslında gözden kaçırdığımız “iş”in hayatımızın, ya da sosyal hayatımızın neredeyse tamamını oluşturduğu gerçeği. Böyle olunca sizin mesleki bilginiz, birikiminiz, başarılarınız yanında bir çok farklı ve ilginç faktör de devreye giriyor büyük resme bakınca. Sonuç olarak iş hayatı bir bütün olarak hayatımızdaki huzur, tatmin ve mutluluğumuzla girift ilişkiler içindeyken, insan hayatının çalışmak dışındaki bir çok diğer fonksiyonuyla da iç içe geçmiş durumda. Bu kitap iş hayatının sadece iş hayatında ibaret olmadığını, tatmin edici bir başarı ve huzur için bir çok faktörü göz önünde bulundurmamız gerektiğini, bu yola çıkacaklara en baştan anlatmak için yazılmıştır. Bu kavrayışa yeni başlayanlar kadar çalışmakta olan, hatta çok tecrübeli dediğimiz bir çok eski çalışanın da ihtiyacı olduğunu kendi yöneticilik hayatımda sıklıkla müşahede ettim. Bu kitapta bahsettiğim bir çok konuyu önemsemediği, iş hayatını mesleki bilgiden ve kafasını kaldırmadan çalışmaktan ibaret saydığı için sonra camdan duvarlara toslayan ve hayal kırıklığına uğrayan bir çok insan tanıdım. Bizzat kendim işe büyük ümitlerle aldığım çok parlak gençlerin, insan ilişkileri, takım olma, görgü, iletişim konularında kırdıkları potlarla kendilerini heba ettiklerini izledim. İşverenler olarak bizim de bu yüzden bir çok zarara uğradığımızı ve yerimizde saydığımızı görerek bu çalışmayı öncelikle bir işe giriş eğitimi olarak tasarladım. İş kültürü eğitimi adını verdiğim bu eğitimleri beş yıl boyunca uyguladım. Bu kitap işte o eğitimlerde dile getirdiğim konuları, katılımcılarla tartışarak olgunlaştırdığım bir çalışma oldu.
Bu kitabın büyük bir açığı kapatacağını düşünüyorum. Bu bakış açısına sahip olmak ve iş hayatını bütün olarak kavramak konusunda çalışma hayatımın ilk gününden itibaren hiç boş durmadığımı, sürekli soru sorduğumu, gözlem yaptığımı, kendimi eleştirdiğimi, iş hayatının teorik tarafı hakkında onlarca yayın, yüzlerce makale okuduğumu ve pratik tarafıyla ilgili ilkokul’da başımda simit tablasıyla sokaklarda simit sattığım, pazarlarda su sattığım, mahalle aralarında çiklet sattığım dönemden başlayarak edindiğim tecrübeleri harmanlayarak okuyuculara net, özlü ve berrak bir şeyler sunma çabasında olduğumu belirtmeliyim. Umarım tüm iş dünyasına faydalı olur toplumsal ve insani olarak dünyamızın bir adım daha iyileştirilmesine katkıda bulunabilirim.