Yöneticinin el kitabı tamamen pratik bir ihtiyaçtan doğdu. Bu
kitabı oluşturan notları ilk olarak kariyerleri boyunca hiç kimseyi
yönetmemiş ve hiç yöneticilik üzerine düşünmemiş çalışanlarımızı
ilk kademe yöneticisi olarak atadığımızda onları en hızlı
ve anlaşılır bir şekilde yöneticiliğin temel kavramlarıyla nasıl tanıştırırım
düşüncesiyle ortaya çıktı.
Şirketlerin birçoğu iyi çalışanlarını ödüllendirmek üzere terfi
ettirir ve yönetici yapar. Bunu yaparken çoğu zaman yönetici
olmanın gerektirdiği özellikler çalışanda var mı diye sormaz.
Çalışanların birçoğu da yönetici olmak için bir unvan sahibi olmayı
yeterli görürler ve yönetici olduklarında da eski çalışma
alışkanlıklarını devam ettirerek yöneticiliğin gerektirdiği özelliklerin
uzağında kalırlar. Bunun sonucunda en değerli kaynağı
olan insanı yönetmeyi kötü, yetersiz ve tecrübesiz yöneticilerine
emanet etmiş kurumlarla karşılaşırız. Sonuç çalışanlar için motivasyon
kaybı iken, kurumlar için çalışan devri, silolar ve iletişimsizlikler
nedeniyle verim kayıplarıdır.
İşte bu kitap her seviyeden yönetici adayının ihtiyacını görecek
şekilde yöneticiliğin ne olduğunu basit ve hızlı şekilde anlatmak
için yazıldı. İçeriğini oluştururken bugüne kadar iş hayatında
sık karşılaştığım konulara öncelik verildi. Böylece ortaya ilk
ve orta düzey bir yöneticinin karşılaştığı problemlere ve bilmesi
gereken konulara temas eden bir kitap çıkmış oldu.
Yönetici adaylarına bu eğitimleri verirken ve bu konular üzerinde
çalışırken fark ettim ki aslında ilk seviye bir yöneticini insan
yönetmek için sahip olması gereken kişisel özellikler hemen
hemen orta düzey ve üst düzey bir yönetici ile aynı. Yine fark
ettim ki aslında ilk seviye bir yöneticinin ihtiyacı olan eğitimlere
ekip yöneten herkesin ihtiyacı var ve bu konuda bir fikir sahibi
olmak zorunda. Böylelikle bu kitabın içinde yöneticiliğe dair
daha geniş bakış açılarını içeren sosyal zeka, adalet, politik zeka,
liderlik gibi hususları da ekledim. Bence hangi seviyede olursa
olsun yönetici olan birinin bunları bilmesi gerekiyor.

Son olarak şunu söyleyebilirim. Yöneticilik yüksek farkındalık
gerektiren bir meslektir. Başarılı yöneticiler insanı yönetirler,
doğru yönetilen insanlar da işi yönetirler. Ancak insanı yönetmek
için kendine, muhatabına ve içinde bulunduğun çevreye
dair çok yüksek bir farkındalık gerekir. Bu farkındalığa sahip
olmak içinse insanın kendisini akışa kaptırmadan, konfor alanına
çökelmeden sürekli eleştirmesi, geliştirmesi ve bazı şeyleri
yeniden ve yeniden hatırlaması gerekmektedir. Değişen bir dünyada,
değişen ve gelişen insanlar arasında, sürekli ilerlemek zorunda
olan bir kurumda eğer siz işe, insana ve kendinize dair her
şeyi bildiğinizi iddia ediyorsanız yanlış bir yoldasınız demektir.
Bu kitabın yöneticiliğini sürekli tazelemek ve ihtiyacı olan
kavramları sürekli hatırlayarak kendini geliştirmek isteyen kişilere
bir rehber olacağını umut ediyorum.