İşletmelerin ve kurumların en kritik fonksiyonu yönetim fonksiyonudur. Ancak işletmenin dönen ve duran varlıklarının ve işletme konusunun tüm ilgileri ve emekleri üzerine topladığı bir yerde bu fonksiyonun önemi yeteri derecede anlaşılmaz. Bunun birkaç nedeni vardır. İlk olarak işletmenin mevcut prosedürlerinin varlığı işlerin yönetim fonksiyonunu çok öne çıkarmadan kendi kendine işlemesini mümkün kılar. İkinci olarak işletmenin tecrübeli ve süreçlere hakim insan kaynağının varlığı özel bir yönetim çabası gerektirmeden şirketin yol olmasını sağlayabilir. Bu iki husus yönetim fonksiyonunun perdenin gerisinde kalmasına ve öneminin yeterince anlaşılmamasına sebep olabilir. Ancak şirketler bir takım iç ve dış değişkenler nedeniyle alışık oldukları rutinin dışına çıkmak zorunda kalırlar. İşte yönetim fonksiyonunun önemi bu tip durumlarda anlaşılır. Gemi bilinmedik sularda seyretmeye başladığı zaman kaptanın bilgi ve tecrübesi dayanabileceğiniz tek nokta olacaktır.

Yönetim zekasını  işletmenin elindeki ve yakınındaki  imkan ve kaynakları kullanarak dışarıdaki fırsat ve tehditlere karşı doğru ve hızlı konum alma becerisi olarak tanımlayabiliriz.

Bu tanıma göre yönetici :

  1. İşletmenin elindeki imkan ve kaynakları bilecek.
  2. Dışarıdaki fırsat ve tehditlerde doğru ve hızlı bir şekilde haberdar olacak
  3. Elindeki imkan ve kaynakları doğru ve yerinde bir şekilde dışarıdaki fırsatları kazanca çevirme ve tehditleri bertaraf etme için kullanabilecektir.

Yönetici bu fonksiyonunu yerine getirirken bir taraftan da :

  1. İşletmenin imkan ve kaynaklarını çoğaltmak ve güçlendirmek
  2. Fırsat ve tehditleri rakiplerinden daha önce öngörmek ya da bilmek
  3. Bu fırsat ve tehditlere rakiplerinden daha önce tepki vermek zorunda olacak, hatta onu başarılı ya da başarısız kılan şey bu alandaki becerisi olmuş olacaktır.

Özellikle ekonomik ve politik belirsizliklerin ve teknolojik değişimlerin döneminde yönetim zekası diğer dönemlerden daha fazla öne çıkar. İşletmeler imkan ve kaynak yönetimini, fırsat ve tehdit algısını tek bir kişinin reflekslerine bağlamamak için yetki ve sorumluluğu çeşitli düzeylere yayar ve ortak akıl yürütme ( kurumsal akıl) ve kurumsal eylem yolları yaratırlar ancak her durumda kurumun orta ve uzun dönemli enerjisi tepe yöneticinin enerjisine, vizyonuna ve reflekslerine göre şekillenir. Bu nedenle liderlik kurumlar için her dönemde olduğu kadar önemli ve vazgeçilmez bir fonksiyondur.

Bu bahsettiğimiz dinamikler ışığında doğru bir yönetici :

  1. İşletmenin imkan ve kaynaklarını güncel ve gerçek olarak bilmek için kusursuz bir veri yönetim sistemi sağlamak zorundadır.
  2. İşletmeye yönelik fırsat ve tehditlerden daha hızlı haberdar olmak için çok geniş bir network ağına sahip olmalı, çok etkili bir bilgi akış sistemine sahip olmalı bu konuda en doğru kanallarla, kurumlarla ve insanlarla çalışmayı seçmelidir.
  3. İçeriden veri yönetim sistemiyle ve dışarıdan bilgi akışıyla kendisine gelen bilgiyi doğru yorumlamak için gerekli mesleki tecrübe ve kişisel vizyona sahip olmalı, her şeyi bilemeyeceğinden dolayı ,bilenlerle çalışmayı bilerek , kendi alanlarında en iyi olan kadrolarının tecrübe ve vizyonlarını bir ortak akıla dönüştürerek bu bu veri ve bilgiyi bir strateji ve eyleme çok hızlı aktarabilmeli ve sonuç alabilmelidir.

Günlük koşuşturmalar ve göz alıcı ve abartılı varlıkların etkisiyle göze batmayan bu yönetim gereksinmeleri orta ve uzun dönemde işletmelerin hayatiyetini belirler. Bu son derece sübtil , hatta soft skill diyebileceğimiz yaklaşım gereksinimlerinin çok göze görünür ve yadsınamaz sonuçları olacağı aşikardır.