Arkadaşlar birbirimize daima hakikati söyleyeceğiz, felaket ve saadet getirsin iyi ve fena olsun, daima hakikatten ayrılmayacağız.

Her işi sağlam karakterli ve erdemli kişilikle mükemmelen yetişmiş adamlara tevdi etmek gerekir.

Eğitimdir ki bir milleti ya hür bağımsız, şanlı yüksek bir toplum halinde yaşatır, ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.

Büyük hayaller peşinde koşan, yapamayacağımız şeyleri yapar gibi görünen sahtekarlardan değiliz.

Kendi gidince ilerleme ve hareket durur sanmak bir gaflettir.

Şunun bunun teveccühünden kuvvet almaya tenezzül ederseniz, bugününüzü bilmem fakat geleceğiniz çürük olur.

Genel durumu yönetme sorumluluğunu üstüne alanlar, en önemli hedefe ve en yakın tehlikeye olabildiğince yakın bulunmalıdırlar.

Teşebbüslerin başarılı olması için çetin şartlara göğüs germek lazımdır.

Felaketler daima insanları azimkar ve dinç hamlelere sevk eder.

Başarılarda gururu yenmek, felaketlerde ümitsizliğe direnmek lazımdır.

Saygısızlığın tecavüzün küçüğü büyüğü yoktur.

İnsanlar daima, yüksek, soylu ve mukaddes hedeflere yürümelidirler. Bu tarzda yürüyenler ne kadar büyük fedakarlık yaparlarsa o kadar yükselirler.

Gerçeğin ta gözünün içine bakmak lazımdır.

Boş hayaller bize çok pahalıya mal olmuştur.

Meseleleri hadiselere göre değil, aslında olduğu gibi ele almak lazımdır.

Her şeyden önce maneviyat, kalp ve vicdan gücü yüksek tutulmalıdır.

Ben hayatımın hiçbir anında karamsarlık nedir tanımadım.

Zafer, zafer benimdir diyebilenin, muvaffakiyet muvaffak olacağım diye başlayanın ve muvaffak oldum diyebilenindir.

Bizim hedefimize doğru yürürken isabetli olduğumuza ve en sonunda başarı ile hedefe ulaşacağımıza güvenimiz o kadar kuvvetlidir ki , şunun bunun kırılması bizi asla müteessir etmez. Belki uyanıklığa sevk eder, daha çok dikkatli yapar.

Birtakım kuş beyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur.

Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır. Geldikten sonra dövünmenin faydası yoktur.

Her hareketin uygunluğu her türlü durum ve koşullarda maksadı açık surette görebilmeye bağlıdır.

Muhtelif ihtimalleri çok iyi hesap etmeli, en iyi görüneni cüret ve katiyetle tatbik etmelidir.

Bu alemde hiçbir şeye güvenilmez, bundan dolayı insanın hayatta daima çok ölçülü olması lazımdır.

Lüzumuna kani olduğumuz işi derhal yapmalıyız.

Yaşamak maddi ve manevi kuvvetleri zeka ve maharetle birleştirmektir.

Talihin esası tatbiki mümkün olan meselelerde düşünüp taşındıktan sonra işe başlamaktır.

Kendini kurtarabilmek için her ferdin mukadderatıyla bizzat alakadar olması lazımdır.

Kurtulmak ve yaşamak için çalışan ve çalışmaya mahkum olan bir halkız. Ayaküstü yatmak ve hayatını çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim topluluğumuz içinde yeri yoktur.

Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi kurtaracağız.

Kumandanlık vazife ve sorumluluğunu yüklenecek kadar omuzlarında ve kafasında kuvvet bulunmayanların feci akıbetlerle karşılaşması mukadderdir.

Bir ordunun kıymeti subaylarının ve kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür.

Kumandanlar her andaki vaziyete karşı tereddütsüz ve süratle icap eden tedbirleri almaya mecburdurlar.

Sorumluluktan korkan kumandanların hiçbir zaman gereken kararları veremediklerini, bunun neticesinde ise acı felaketlerin oluştuğunu bizzat ben de muhtelif zamanlarda görmüşümdür.

Ben ancak daha iyisini yapabileceğim şeyi tahrip edebilirim. Yapamayacağım şeyi de tahrip etmem.

Ben kalpleri kırarak değil kalpleri kazanarak hükmetmek isterim.

İnsan hareket ve faaliyetin yani dinamizmin bir ifadesidir.

Yalnız bir tek şeye çok ihtiyacımız var: çalışkan olmak.

Servet ve onun tabii neticesi olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışanların hakkıdır.

Neticesiz uğraşmak çalışma sayılmaz. Hiçbir şey yapmamak veyahut neticesiz manasız şeyler yapmak çalışma kanununa karşı büyük kabahattir.

Verdiğiniz emrin yapılmasından emin olmak istiyorsanız, ta en son gerçekleşme ucuna kadar kendiniz onun başında bulunmalısınız.

Vücuda getirilen teşkilat ve müesseseler şahıslarla değil hakikatlerle yaşar.

Zorlukları çözen kimse olmak isteyenlerin ilk yapacakları olayların iç yüzünü bilip ona uymak olmalıdır.

Tatbik eden, icra edem, karar verenden daima kudretlidir.

Sorumluluğu bilerek, hesaplayarak üzerine alan insanlar, küçük ve büyük aldıkları işlerde başarı gösterirler.

Sınırlı vasıtalarla büyük işler görmenin denenmiş biricik usulü kuvvetlerimizi dağıtmamak, mevcut vasıtaların hepsini, gayelerimizin en önemli olanları üzerinde toplamaktır.

Ufuklara kadar görüyoruz, onun ötesini görmeye çalışacağız.

Bir emir verirken kendini de o emri yerine getirecek olanın yerine koymak ve emrin nasıl yerine getirilip uygulanacağını düşünmek ve bilmek lazımdır.

Efendiler,bilirsiniz ki hayat demek mücadele demektir. Hayatta başarı mutlaka mücadelede başarıyla mümkündür. Bu da manen ve maddeten kuvvet, kudrete dayanan bir keyfiyettir.