Yıllık izinleri kullanmak ve kullandırmak çoğu kurumda problemli bir durumdur. Bu problemin 2 yüzü vardır :

  • Yönetimden kaynaklanan sorunlar
  • Kişilerden kaynaklanan sorunlar

Kurumsal olmayan bazı şirketlerde patronlar çalışanların yıllık izin kullanımlarını kısıtlamak ister, yıllık izinlerini tam kullanan çalışanlara işten kaçıyor ve sorumsuz gözüyle bakar. Bu anlayış hastalıklı bir anlayıştır. Nedeni çoğu zaman çalışanının ne yaptığını tam olarak bilmemek, onun iş çıktılarını denetleyememek, performansına dair de tek ölçümleme metodu işe devamını takip etmek olan bir yönetim beceriksizliğidir. Bu konuda şunu söylemek yeterlidir: çalışanlar dinlenir, gerçekten çalışanlar gerçekten dinlenmeye ihtiyacı olanlardır, dinlendirmediğiniz bir çalışandan da verim alamazsınız.

Kişilerden kaynaklanan sorunlar izin probleminin en karmaşık boyutunu oluşturur. Bazı çalışanlar ısrarla izne çıkmaz, izin biriktirir. Bunları ne kadar dürterseniz dürtün izne çıkaramazsınız. Eğer izin kullanmaya direnen bir çalışana sahipseniz aşağıdaki senaryoları gözden geçirmekte fayda var, çünkü muhtemelen bunlardan biri nedeniyle izne çıkmakta direniyordur.

  1. Çalışan yorulmuyordur: Çalışanınız aslında çalışmıyordur. Gizli işsizlerden biridir. Performansını yakından gözlemenizde ve norm kadrolarınızı gözden geçirmenizde fayda var.
  2. Çalışan bir iş yapmıyordur: Hiçbir iş yapmadığı için izne çıkarsa yokluğunun hiçbir süreci etkilemediğinin fark edilmesinden korkuyordur. Bir anlamda koltuğunu kaybetmekten korkuyordur.
  3. İş delege edemiyordur: Çalışanınız bilerek ya da bilmeyerek üstünde bir çok iş toplamıştır, amirse bunları delege edemiyordur, bir ekibin parçası ise onun yaptığı işleri yapacak kimse yoktur, varsa da iş paylaşmaktan kaçınıyordur.
  4. İzne çıkıp para harcamak istemiyordur: Çalışanınız izne çıkıp para harcamaktansa şirketin güvenli ve konforlu rutininde parası cebinde kalarak, üstelikte izin parası da biriktirerek kendince tasarruf etmeye çalışıyordur.

İş kanunu tarafından belirlenen yıllık izin süreleri bir çok kanuni haklar gibi asgari haklardır. Yani minimum insani ihtiyaçlara göre belirlenmişlerdir. Yani bu demektir ki normal şekilde çalışan bir insan asgari olarak kanunda belirtildiği kadar izin kullanmak ihtiyacını duyacaktır.

Çalışanlar temelde iki nedenle izin kullanmak ihtiyacı duyarlar, bunlar :

  • Psikolojik kaynaklarını yenilemek ( moral motivasyon depolamak, ruhu dinlendirmek, kafayı toplamak, uzaklaşmak,)
  • Fiziksel kaynaklarını yenilemek ( Fiziksel olarak dinlenmek, rahatlamak, yenilenmek)

Eğer çalışanlarınız kanuni izinlerini o yıl içinde belirtildiği şekilde kullanmıyorlarsa , belli bir süre sonra psikolojik ve fiziksel kaynakları tükenir. Bu kaynakları tükenen çalışanların verimi düşer, bir süre sonra tükenmişlik sendromu denilen şey kaçınılmaz olur.

Sağlıklı kurumlarda çalışanların o yıl hak ettikleri izinlerini o yıl kullanmalarına özen gösterilir. Bu hem çalışma kültürü hem de çalışan verimi için bir zorunluluktur.

Bir kurumda insan kaynağının doğru yönetilip yönetilmediğini gösteren en önemli unsurlardan birinin o kurumdaki izin kullanma kültürü olduğunu söyleyebiliriz. İzinler kullanılmıyorsa incelenmesi gereken bir çok sağlıksız nokta var demektir.