Büyük şirketlerin kronik hastalıklarından biri bünyelerinde çeşitli nedenlerle  silolar oluşmasıdır. Öncelikle silo birbirinden bağımsız bir dizi silindirik biçimli, kapalı depolama alanını tanımlayan bir kelimedir. Şirketlerde oluşan yapılara silo denmesinin nedeni, aynı şirketin çatısı altında birbirinden özerk kapalı devre iletişim, bilgi ve karar networklerinin oluşuyor olmasıdır. Bir şirkette silolar 3 temel nedenle oluşur. Bunlar :

  1. Organizasyonel Yapı
  2. Yöneticilerin Kişisel Çatışmaları
  3. İletişim Eksikliği

Siloların organizasyonel yapıdan kaynaklandığı yerlerde, birbirini tamamlayıcı olması gereken bölümler yetki ve sorumluluk olarak birbirinden bağımsız yöneticilerin altında toplanır ve bunları koordine edebilecek kimse bulunmaz. Böyle durumlarda her bölüm kendi önceliklerine göre çalıştığından kapalı devre yapılar oluşur, şirket içinde koordinasyon, karar verme hızları, bilgi akışı azalır. Görev tanımlarının net oluşturulmadığı, organizasyonlarda belirsiz alanların bulunduğu kurumlarda bölüm yöneticileri arasında görev ve sorumluluk anlaşmazlıkları ( Task Conflict) ortaya çıkarak siloların oluşumuna katkıda bulunur. Bazı durumlarda koordine etmesi gereken yöneticinin eksikliğinden dolayı bu koordinasyon sağlanamaz ve doğru organizasyonel yapılarda yanlış üst yöneticilerden dolayı organizasyonlar ortaya çıkabilir.

Siloların yöneticilerin kişisel çatışmalarından kaynaklandığı yapılarda, birbiriyle çeşitli nedenlerle şahsi problemleri olan yöneticiler birbirlerine karşı bir savaş yürütürler.(Relationship Conflict)  Elbette bu savaşı organizasyonların onlara verdiği yetki, kaynak ve sorumlulukları kullanarak, kurumsal imkanları çarçur ederek yöneteceklerdir. Bu tip silolarda sadece bölüm yöneticileri değil onların çalışanları da birbirlerine karşı cephe alır ve şirketin içinde çok katı bloklar oluşabilir.

Siloların iletişim eksikliğinden kaynaklandığı yerlerde şirket içinde iletişim kültürü yeteri kadar oluşturulmamıştır. Özellikle farklı lokasyonlara dağılmış büyük şirketlerde yöneticileri belli zamanlarda bir araya getirmek, butik toplantılarla koordine etmek, proje takımları oluşturmak, takım oluşturucu faaliyetler yürütmek ve birlikte sosyalleşmelerini sağlamak gerekebilir. Şirket içinde böyle bir çaba yoksa insanlar bazen mesleki farklılıklardan, kültürel farklılıklardan, lokasyon farklılıklarından hatta coğrafi farklılıklardan birbirlerine yakın kişilerle sosyalleşmeye çalışırlar ve bu zamanla şirket içinde gruplaşmalar yaratabilir. Bu gruplaşmalar bilgi akışı ve koordinasyonu engellemeye başlarsa silolar oluşuyor demektir.

Bir şirkette siloların varlığı, soyut görünen ancak çok ciddi organizasyonel sıkıntılara sebep olan bir meseledir. Siloların olduğu yerde :

  • Şirket içi işbirliği yerini çatışmaya bırakır
  • Bölümler birbirlerinden bilgi saklamaya başlar
  • Kişisel organizasyonel güçlerini şirketin ortak hedefleri için değil kendi kişisel amaçları için kullanmaya başlar
  • İnsanlar zeka, beceri ve bilgilerini şirketin ortak havuzunda çoğaltmak  yerine birbirlerini etkisizleştirmek için kullanmaya sarfeder.

Bütün bu oluşumlar :

  1. Şirketin karar verme hızını
  2. Adaptasyon becerisini
  3. Pozitif çalışma iklimini sekteye uğratır.

Bunun neticesinde şirket verimlilik, kalite ve devir problemleri yaşamaya başlar.

Silolar şirketin bünyesine nüfuz etmiş mental virüsler gibidirler. Şirket enerjisini tüketir ve onu güçsüz düşürürler.

Siloların engellenmesi için şirketler özel politikalar geliştirmek zorundadır.

  1. Organizasyonlar şirketin ana misyonlarının yetki ve sorumluluk alanlarına uygun olmalı
  2. Karar, yetki ve sorumluluk alanlarında belirsizlik yaratan gri zonlar bulunmamalı
  3. Şirket içi iletişimi güçlendirecek sürekli ve sık etkinlikler yapılmalı
  4. Üst yönetim pozisyonlarında güç odaklı olmayan ve karar becerisine sahip olmayan kişiler bulunmamalı
  5. Şirket asla kişisel çatışmalara müsaade etmemeli, ne kadar öenmli olursa olsun gerektiğinde bu kişilerle yollar ayrılabilmelidir.

Silolardan arınmış bir şirket çalışanlarının kollektif zekasını ve kollektif becerisini şirketin ortak hedefleri doğrultusunda seferber edebilen ve rekabet avantajı kazanan şirkettir.